Hakkımızda

Yüzyıllardır yaşadıklar tarihsel topraklarından, uzun süren bir savaşın ve uğradıkları soykırımın ardından sürgün sonucu ayrılmak zorunda kalan Adige  halkının nüfusunun büyük kısmının diasporada yaşamak zorunda kalmıştır. Uzun süren diaspora yaşam sürecinin içinde hem içine girdikleri, hem de beraber geldikleri topluluklarında etkisiyle asimilasyona ve entegrasyona maruz kalarak dillerinin ve geleneklerinin doğal olmayan süreç ve biçimde yok olmaya/değişmeye başlaması hatta bu sürecin hızlanması, Türkiye Adige diasporası olarak diğer Kafkas halklarından ayrı bir örgütlenme oluşturulması zorunluluğu doğurmuştur.

Biz bu derneğin kurucuları olarak “Adige” tanımlaması içerisinde, Adığabze dilini kullanan tüm Adige boylarını tek aile olarak kabul etmekteyiz Genelde Kuzey Kafkasya davası saflarında, diğer Kafkas kökenli kişi, kurum ve kuruluşlarla yürümeye devem ederken, özelde Adige kültürünün toparlanması, korunması ve geleceğe aktarılması için çalışacağız. Bu amaçla adı “Adige Kültür Derneği” olan yeni ve farklı bir dernek formasyonu oluşturduk. 

Bu gerekçelerle yola çıkarken evrensel değer ölçülerinde bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) olduğumuzu, Adige halkı ve geleceği ile ilgili kaygıların dışında, hiçbir resmi veya siyasi kuruluşun ya da düşüncenin eseri veya yanında/karşısında olmadığımızı alenen deklere ediyoruz. 

Adige Kültür Derneği, binlerce yıllık Adige kültürünün ve geleneksel değerlerinin de yol gösterdiği gibi, uluslar arası anlaşmalarla da garanti altına alınmış olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul eder, kişilere ve topluluklara uygulanan siyasi, ırki ve inanç baskılarına karşı çıkar, dil,din ve düşünce özgürlüğünün yanında olur.

Adige Kültür Derneği, Adigelerin ve diğer kuzey Kafkasyalı halkların sürgün ve soykırıma uğradıklarını kabul eder, bunu tüm insanlığa anlatmak için her türlü çabayı gösterir, yapılan çalışmalara katılır ve destekler, bu anlamda 21 Mayısı anma ve anlatma için tarihsel imge olarak kabul eder. Sürgün çocuklarının anayurduna geri kazandırılması için her türlü çalışmayı organize eder yada katılıp destekler ve bu konuda da “1 Ağustos Anavatana Dönüş Günü”nü imge kabul eder.

Diğer Kafkas halkları ile tarihte olduğu gibi bugünde kardeşlik ve işbirliği içersinde çalışmalarımızı devam ettireceğiz.